1930’larda Ünlü Mimar Zühtü Başar tarafından yapılmış olan Tahmis Sokaktaki Merkez binanın ve üretim bölümünün restorasyonunu yapmak benim için çok farklı bir deneyimdi. Çok ama çok farklı bir dünyanın ortasında buluyorsunuz kendinizi. Her milletten insan, zihninizi alıp başka yerlere götüren kahve ve baharat kokuları, büyük bir nehir gibi durmaksızın akan insan kalabalığı .
Kurukahveci Mehmet Efendi Mahdumlarının hikayesi hepimizce malum. Müthiş bir başarı öyküsü ve bunun yeni kuşaklarla da devam ediyor oluşu hayranlık uyandıran bir gerçek.
Her ne kadar şimdi en modern tesislerde ileri teknoloji üretim yapılıyorsa da uzun yıllar boyu üretim merkezi benim restore ettiğim yapı olmuş. İlk gördüğümde çok şaşırmıştım. Dışarıdan bakıldığında pek fikir vermeyen binanın içine girdiğimde çapı yaklaşık 2 metre olan 1953 model bir kahve kavurma makinasıyla karşılaştım. Şimdi adını hatırlayamadığım emektar ustası gün boyu makinanın başındaydı ve bir yandan uyuklayıp bir yan durmadan kahve kavururdu.
Bu makinanın içinde bulunduğu yapı 3 katlı ve yığma prese tuğladan yapılmıştı. Yaklaşık 1200m2 büyüklüğündeydi. Binanın pek çok yerinde zamana bağlı deformasyonlar bulunmaktaydı. Bu noktada önemli olan üretimi hiç durdurmadan yapıyı diriltmekti.
Kısa bir değerlendirmeden sonra en doğru çözümün kuyu temel tekniği ile taşıyıcı duvarların altına düzgün temeller yapılması ve yapının tümden çelik taşıyıcı sistemle takviye edilmesi olacağına karar verdim.
Hızla projeleri hazırladık. Gerekli yasal izinleri aldık. Ondan sonra müthiş koşturma başladı. Gidenler bilir öylesine zor bir yerde iş yapıyorduk ki, malzeme almak bir dert, indirmek bir dert, gündüz çalışmak neredeyse imkansız. O nedenle daha çok geceleri çalışıyorduk. Bir de bu arada üretimin hiç aksamaması da lazım. Tüm zorluklara rağmen iyi bir planlamayla bu hakikaten çok keyifli restorasyon çalışmasını 5.5 ayda bitirdim.
Bugün de yapı tüm dinçliği ile ayakta duruyor. Kahve kokusunun büyüsü çiçeğe toplaşan arılar gibi insanları kendine çekiyor.
Ayrıca İstanbul Tahtakale’deki binanın yerine, dönemin ünlü mimarı Zühtü Başar’a art deco tarzında bir dükkan inşa ettirir. Bugün hálá kullanılmakta olan üç katlı betonarme binanın bodrum katı