Neredeyse yirmi bin metrekarelik oldukça eğimli arazinin içinde dolaşırken ilk çizgileri netleşmişti aslında kafamda Araz evinin. Öyle bir ev olmalıydı ki bu karşıda görünen ormanı, vadiyi göz alabildiğine ne varsa çevresindeki her şeyi kucaklamalıydı. Değişik zamanlarda tekrar tekrar gezdim. Güneşin doğuşunu batışını izledim. Hakim rüzgarları gözledim. Günlerce düşündüm taslaklar üzerinde hatta yaptığım ilk iki projeyi de beğenmedim. İşin sahibi aynı zamanda da eski arkadaşımdı. Deli misin dedi böylesini ilk defa görüyorum. Sen bana bırak dedim. Sonunda ortaya yaklaşık 1200m2 kapalı alanı olan ve neredeyse uçacakmış gibi duran bu villa çıktı. Aslında villa kelimesi bu evi anlatmak için hafif kalıyor kanımca.

Hakikaten zor bir işti. Yer zordu. Arazi zordu. (Her nedense hala başıma geliyor.) Yine kış başlıyordu. İşin sahibi acele ediyordu.

Ekim başına doğru ilk kazmayı vurduk. Ana yoldan yaklaşık 200metre uzakta ve 60metre yukarıda olan inşaata ulaşmak için kullandığımız toprak yolu imar ettik bir yandan. Malzeme çıkarmak öyle büyük sorundu ki. 400metre öteden elektrik getirdik. 60 metrelik su kuyuları açtık. Binayı arazideki eğime paralel aplike ettim. Muazzam kot farkı bodrum kat yapılmasını zorunlu kılmıştı. Kademeli temeller yaparak yapının kütle etkisini hafiflettim. Strüktür tasarımı sırasında rahmetli Tevfik Seno Arda hocamın desteği ile hareket ettim. Onun katkılarıyla hayal ettiğim büyük açıklıklar ve yüksek tavanlı hacimleri yakaladım. Zihnimdeki fikir bu evde yaşayanların güneşin yüzünü gösterdiği her dakika onunla birlikte yaşamalarıydı. Nitekim sonrasında ev halkı ve misafirler hep şunu söylediler. Evin içindeyiz ama neredeyse hep dışarıdayız. Mevsim döngüsünün en ince detayına kadar yaşandığı bir atmosferi yakalamıştık nihayetinde bu tam da istediğim etkiydi. Evin araziyle bütünleşmesini sağlayan en önemli ayrıntıyı sona saklamıştım. İki buçuk metrelik saçaklar. Uygulamada çalışan marangoz ekibim bile yaparken korktu. Ama o saçaklar mükemmel bir denge sağladı. O devasa yapı arazide kayboldu adeta.

Mimari planlama sırasında da ebeveyn bölümü ile çocuk ve misafir alanlarını tümüyle birbirinden ayırdım. Yaşam alanlarını olabildiğince geniş ve ferah yaptım. Masif kestane, granit ve mermer gibi doğal malzemeler kullandım. Çevre düzenlemesiyle birlikte yaklaşık 14 ay süren proje ve uygulama çalışmasından sonra baktıkça hala beni derinden etkileyen bu ev sahiplerine kapılarını açtı. Bugün de bazen Riva tarafına gittiğimde uğrayıp bir kahvelerini içiyorum. Evi ayağa kaldırdığım günleri hatırlayıp gülümsüyorum.