En anlaşılabilir açıklamasıyla restore etmek “Yenilenecek yapının, orijinal yapım tekniklerinden yola çıkılarak günümüz teknik bilgisi ve fonksiyonlarıyla donatılmış resmini çizmektir.” diyebiliriz.

Yağlı boya resim gibidir aslında restorasyon – renk-doku-ışık+gölge-leke ve nihayet pentürdür. Bu ruh olmadan, restorasyon yapılır ama o restorasyon değil yaldız ambalajlı modern bir gecekondu olur.

Peki ne yapmalı? Önce mantık sırasını oluşturmalı.

  1.  Tasarım (mimarlık)
  2. Teknik bilgi(mühendislik)
  3. Estetik(sanatçı gibi resim yapar gibi düşünebilmek)

Sonra,

Tasarım ve teknik bilgiyle işin nüvesini oluşturmak, ardından sanki her şey o anda ortaya çıkıyormuşçasına bir duyguyla renk ve dokuyu harmanlayarak içinde yaşanan bir eserin resmini ortaya koymak. Göze batmayan, rahatsızlık yaratmayan bir resim olmalı, eğreti durmamalı,

Biz tasarımcılar beynimizin sağ yanı olan sanatçı kimliğimizle işte bunları düşünürken ( resim , hayal gücü, renk, ritm, boyut, geometri) diğer yandan durmadan bize sayıları, fiyatları, kuralları, anlaşmaları, bizi bunaltan ayrıntıları hatırlatan bir de sol tarafımız var. Bu sol taraf aynı zamanda bize para kazanmak zorunda olduğumuzu, tasarlarken ayaklarımızı yerden kesen projemizin belediyeden ruhsat almak zorunda olduğunu yetmezmiş gibi 6 ay ile 1 yıl arası Anıtlar kurulunda bekleyeceğimizi, tüm bu süreler sonunda pilimiz bitmediyse, yapılacak yapının sahibi hala bu işten vazgeçmediyse bir sürü ekip, işçi, usta ve açık hava koşullarında gecesi gündüzü olmadan restorasyon işini yapabileceğimizi hatırlatır durur.

Yok aslında moral bozmak için yazmadım. Sanırım yine beynimin sol yanı devreye girdi. Biz sağ tarafa kulak verelim biraz daha.

Sadece kağıt üzerinde yapılan tasarım değil anlatmak istediğim. Yapının etrafında dolaşmak, havayı koklamak, rüzgarı hissetmek, güneşin doğuşunu- batışını gözlemlemek, tüm bu bilgileri zihinde depolarken bir yandan kullanılacak malzemelerin yaratacağı ışık-gölge, renk-doku etkisini dikkate almak. İşte restorasyon böyle bir şey aslında.

Genellikle ressamlar daha çok sağ beyinleriyle düşünürler, özgürce hayal ederlerken, mimarların sol beyin kuralları durmaksızın kuralları ve formaliteleri onlara hatırlattığından oluşacak eser giderek ruhundan parçalar yitirmeye başlar. Doğal olarak; malzeme bilgisi, çağdaş konfor ve günümüz fonksiyonları ve mühendislik bilgisi çok önemlidir. Ama RUH VE HAYAL EDİLEN RESİM yok sayılırsa; artık o bir eser değil, plastik yağmur dereli, ahşap görünümlü plastik cephe kaplamalı uyduruk bir yapıya dönecektir. Şöyle bir alıcı gözüyle etrafınıza bakın anlatmak istediğimi çok daha iyi görebileceksiniz.

O nedenle restorasyon işinizin bir sanat eserine dönüşmesini istiyorsanız; mutlaka MİMARIN ve RESSAMın birlikte çalışmasını sağlamalısınız ya da mesleğe sanatçı gözüyle bakacak bir MİMAR bulmalısınız.

No comments